Uyku sorunu depresyonu tetikliyor

Spread the love

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Sermin Kesebir, uyku döngüsüyle depresyon arasındaki ilişkiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Uyku döngüsüyle depresyon arasında ilişki vardır

Döngüsel ritimlerle depresyon arasında bir ilişki olduğunu belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Mevsimler ve adet döngüsü gibi ritimlerle depresyon arasında bir ilişki vardır. Döngüsel ritimlerin başında gündüz gece döngüsü gelir. Bu noktada uyku sağlıklılığın ve depresyonun en güçlü belirtilerinden biridir.” dedi.

Uyku sorunları depresyon habercisi olabilir

Depresyonun alttipine göre uykunun azalabileceğini ya da artabileceğini belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Uykuya dalmak güçleşebilir, uyku bölünebilir, sabaha karşı uyanıp bir daha uyunamayabilir. Bunların haricinde uykunun zamanı kayabilir. Erken uyuyup erken kalkmak, geç uyuyup geç kalkmak gibi. İkinci durum, depresyon hatta bipolar bozukluk için bir risk etkeni olduğu kadar, bir hastalık belirtisidir de.” uyarısında bulundu.

Düzenli uyku ruh sağlığını korumak için bir gereklilik

Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Düzenli ve fazına uygun bir uyku ruh sağlığını korumanın başlıca gerekliliklerinden biridir. Özellikle yaz aylarında güneş ışığının, hava sıcaklığının, gündüz gece arasındaki ısı farkının enerji ve iyilik hissi ile ilişkisi vardır.”diye konuştu.

Yaz tipi mevsimsel depresyon da vardır

Mevsimlere göre depresyonlar olduğunu belirten Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Daha çok bilineni kış depresyonları olsa da yaz tipi mevsimsel depresyonlar da vardır. Kış tipi depresyonlar daha çok melankoli ile seyrederken, yaz tipinde irritabilite yani hafif uyarılara karşı aşırı tepki verme daha hakimdir. Her iki tip de alkol ve madde kullanım bozuklukları yönünden risk taşır.” uyarısında bulundu.

En az yarım saat günışığına maruz kalınmalı

Kış tipi mevsimsel depresyonlarda fototerapinin önemli bir tedavi seçeneği olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sermin Kesebir, “Bunun için geliştirilmiş bir alette, ışık kaynağına belirli aralıklarla ve belirli sürelerle hastanın bakması istenir. Bu süreler ve uygulamanın hangi zaman aralığında yapılacağı hastanın durumuna göre belirlenir. Koruyucu olarak her bireyin günlük en az yarım saat günışığına maruz kalmasını öneririm.” tavsiyesinde bulundu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*